TÜKETİM BAĞIMLILIĞI VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

Günümüz dünyası gelişime ayak uyduran, her türlü teknolojinin rahatlıkla kullanılması ve alışılmışın dışında bir hızlanma ile gelecekte beklenen birtakım olayların gerçekleşmesi gibi durumlarla karşı karşıya. Bu hızlı gelişim elbette arz talep ilişkisind0 en dolayı bu denli hızlandı. Ancak bu şekilde varlıkları, teknolojileri ve kaynakları sürekli olarak tüketmek ne kadar doğru. Sonuçta var olan her kaynak sınırlıdır, biz neden bu kadar hızlı tüketme eğilimindeyiz. Bu yazımızda sizlere tüketim bağımlılığımızı ve işleyişini anlatacağız.

TÜKETİYORUZ VE GELİŞİYORUZ

Toplumlar genelde sanayi devriminden bu yana sürekli gelişmek ve yeniliklere yönelmek üzere hareket etmektedir. Bu sayede bugün internet, bilgisayar ve akıllı telefon gibi hayatımızı kolaylaştıran müthiş teknolojiler herkes tarafından kullanılır oldu. Ama maalesef bu gelişim her zaman doğru bir hızla devam etmedi. Bir dönemde gelişim uzun yıllar sürerken günümüzde birkaç günde bir yeni bir teknoloji ya da yeni bir yaklaşımla karşılaşabiliyoruz. Bu durum her sektör için geçerlidir, giyim, kozmetik, ilaç, endüstri… tüm bu gelişimler bize gelecekte kolaylıklar yaşamak için ivme kazandırmaktadır. Ama ya bu hızda gelişim doğru değilse…

Photo by Andrea Piacquadio on Pexels.com

YENİYE OLAN AÇLIK

Hemen herkesin aklında yeni olana yönelmeye dair bir fikir ve algı var. Artık elimizdeki tüm ürünler eskimek için uzun süre gerektirmiyor. Yeni çıkan bir Iphone geçen yıl aldınız Iphone için daha yeni bu sebeple hemen yeni olanı almalıyım, geçen sezon kullandığım kıyafetler demode oldu hemen yeni sezon ürünler almalıyım. Nike yeni bir ayakkabı çıkarmış hemen almalıyım vb. düşünceler ve marka odaklı yenilikler hayatımızın her yerinde duymaya başladığımız cümleler haline geldi. Böylece hızlı gelişimin sonucu olarak yeniye açlık ortaya çıkmış oldu. Bu düzen şu şekilde işliyor, bir ürün, marka ya da mal önce piyasaya tanıtılıyor, sonra hemen kullanıcılara ulaştırılıyor ve her yerde bu ürün mükemmelleştiriliyor. Böylece insanlar diğerlerinden geri kalmamak adına hemen o ürünü alma isteği içerisine giriyor. Maalesef bu alışkanlık ülkemizde ekonomik durumun güvensizliği ve değişkenliği nedeniyle daha yavaş ancak bu algı tüm dünyada görülmeye başlanmış yeni nesil tüketim çılgınlığını ortaya çıkarıyor.

NORMALLEŞEN SATIN ALMA DAVRANIŞLARI

Artık tüm dünya da yeni bir sistem hakim blockchain sistemi bu sistem sayesinde insanlar kripto paralara yatırım yaparak paralar kazanabiliyor. Üstelik insanlar bundan 10 – 15 yıl önce internet üzerinden bir ürün satın almaya kalktıklarında dolandırılmaktan delicesine korkuyorken bugün blockchain sistemlerine yüzlerini, kimliklerini ve paralarını rahatlıkla yükleyebiliyor. Elbette işin kurnazları da yavaş yavaş bu ağda kazanılan parayı fark ederek bu sistemi manipüle edebiliyor. Böylece gelecek vadeden bir sistem bir anda insanların zarar ettiği bir yatırım kanalına dönüştü. Üstelik bu sistem 10 yıla aşkın bir süredir var ancak insanlar buraya 1.5 yıl gibi bir sürede yoğun bir şekilde akın etti. Yani yine yeniliğe olan açlık bir sistemin daha kontrolden çıkmasına sebep oldu.

Photo by Crypto Crow on Pexels.com

Bunu ortaya çıkaran unsurlar elbette sadece bu değil. Pandemi hali oluştuktan sonra bugün dünyanın her yerinde E- ticaret yaygın ve kullanılır hale geldi. Şüphesiz ki pandemi olmasaydı böylesi bir hızda online alışverişin gerçekleşmesi söz konusu olmayacaktı. İnsanlar önceden denemeden veya incelemeden ürün satın almazken şimdi sadece resmine bakıp istediği ölçülerde ve özellikte ürünü birkaç tıklamayla alabiliyor. Üstelik bu pazarda tüketicilerin geniş ürün yelpazesi olması daha da fazlasını almaya yöneltirken akıllı online satış gerçekleştiren siteler sürekli indirimler uygulayarak daha fazla satın almaya teşvik ediyor.

DOĞRU TÜKETİM

Tüm bu anlattıklarımın üzerine tüketim algısında doğru olanı yazmamak olmazdı. Aslında dönemsel olarak baktığımızda insanlar gelişen dünya düzenine ayak uydurmuş her geçen dönemde belirli bir sistem ve düzen oturmuştur. Coğrafi Keşifler, Lale Devri, Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi bu dönemlere örnektir. Ancak tüm bu dönemlerin oturması ve gelişimler zaman almışken günümüzde bu durum sürekli değişkendir. O dönemlerde yaşanan tüketim algısı hepsinde farklı olsa da insanlar öncelikle bu satın alma davranışlarını ve tüketim alışkanlıklarını gözlemlerdi. Buna yönelik hareket ederlerdi, ancak bugün ekonomik anlamda gücü olan da olmayan da bu tüketim bağımlılığına sahip.

Resim Shutterbug75 tarafından Pixabay‘a yüklendi

Tüketim ihtiyaca yönelik olmalıdır. Buna bağlı olarak ilk önce temel ihtiyaçlar karşılanmalı, sonrasında teknoloji ve lüks tüketim ürünleri tercih edilmelidir. Ancak ülkemizde karşılaştığımız en can sıkıcı görüntülerden biri insanların aylık geliri yetmediği halde onlarca ay taksitler yaparak bir akıllı telefon alması. Elbette alım gücünün düşük olmasından ve diğer etmenlerden kaynaklanan bu durum çok can sıkıcı, tüketim herkesin hakkı ve yenilikler bizler için yapılıyor. Ancak odak noktamızın oluşması oldukça önemli. Buna bağlı olarak lüks tüketime yönelmek birçok yönden daha avantajlı ve garanti bir yol olacaktır.

Uluslararası piyasalarda büyük şirketler her zaman yeninin yenisini çıkarmayı amaç ve ilke edinmiş durumda ancak insanlık bu hıza yetişmek zorunda değildir. Çevrenizde buna ayak uydurmaya sağlayan insanları görüyor olabilirsiniz. Ancak bu hızlı tüketim büyük bir doyumsuzluk ve sürekli yenilik arayışı hissine sebep olacaktır. Elinizdeki varlıkları ve kaynakları az ve uzun süreli kullanmak her anlamda daha rahat ve konforlu olacaktır.

Bu yazıyla alakalı bloğumuzdaki bir diğer yazı olan TÜKETİM KÜLTÜRÜ/TOPLUMU adlı yazıyı ziyaret edebilirsiniz…

TÜKETİM BAĞIMLILIĞI VE YENİ DÜNYA DÜZENİ” üzerine 2 yorum

Yorum bırakın